Dursun Ali Erzincanlı - Gelseydin

Dursun Ali Erzicanlı‘nın 2015 yılı içerisinde Marmara Müzik etiketiyle sizlerin beÄŸenisine sunulan “En Sevgiliye 4” isimli ÅŸiir albümünde yer alan “Gelseydin” eserini sitemiz üzerinden sözlerini okuyabilir, paylaÅŸabilir ve görüÅŸlerinizi bizlere ulaÅŸtırabilirsiniz.
Dursun Ali Erzincanlı’ın Asr-i Saadet dönemine dikkat çektiÄŸi bu ÅŸiir sosyal medya üzerinden yoÄŸun bir ilgiye mazhar olmuÅŸtur. Peygamberimiz Hazreti Muhammed ve Sahabelere iliÅŸkin çok güzel sözler barındıran bu eseri muhakkak dinlemelisiniz.

DURSUN ALÄ° ERZÄ°NCANLI – “GELSEYDÄ°N” (Sözler);

Sevgili!
Ümmü Mektum gibi
Seni görmeden sana sesleniyoruz
Alıp verdiğin nefesi duyar gibi
Sanki açınca gözlerimizi
Seni görecekmiÅŸiz gibi
Sana sesleniyoruz.
Senin huzurunda ses yükselmez.
Edeple konuÅŸulur; edeple susulur.
Hele biz ki bu kapının dilencileri,
El açıp beklemekten baÅŸka
Bize bir ÅŸey düÅŸmezdi ama
Şu araya giren yıllar olmasa
Medine’ne uzak yollar olmasa
Ä°smin anılınca yürek yanmasa
Kapında beklemekten başka
Bize bir ÅŸey düÅŸmezdi.
Bekliyoruz Sultânım!
Rüyada olsa bile
Belki teÅŸrif edersin diye
Hem de hiç kimseyi beklemediÄŸimiz gibi.
Seni bekliyoruz.
Gelseydin,
Bizim için cennet olurdu geliÅŸin.
Gelseydin,
Saadetli asrından gönderdiÄŸin selâmını,
‘KardeÅŸlerim’ deyiÅŸini
Birbirimize nasıl anlattığımızı görürdün.
Gelseydin,
Dolaşsaydın sofralarımızı,
Bir tabak fazla görecektin,
Bir bardak, bir kaşık fazla…
Ve sofrada bir yer boÅŸ,
BaÅŸ köÅŸe! ..
Ola ki Sen(A.S.M.) lutfeder gelirsin diye.
Gelseydin,
Dolaşsaydın gecelerimizi,
O ‘Kutlu DoÄŸum’ gecelerini,
Anneler görecektin.
Yeni doÄŸmuÅŸsun gibi,
Yeryüzünü yeni teÅŸrif etmiÅŸsin gibi,
Mışıl mışıl uyuyasın diye
Seni sabahlara kadar
Hayalen ayaklarında sallayan anneler görecektin.
Sevgili!
Gelseydin,
Medine-i Münevvere’den dünyaya yayılan Ashabın gibi,
Eyyüb Sultan gibi,
Kab bin Malik gibi,
Bir fecir vaktinde,
Henüz yirmisinde yirmi beÅŸinde,
Bırakarak yurtlarını ocaklarını,
Hedeflerine ilahi rızayı koyan,
Arkalarına bakmayı ar sayan,
YiÄŸitler görecektin.
Onlar senin yiÄŸidin,
Elleri, o öpülesi elleri,
Kimbilir hangi memleketin zemheri soÄŸuklarında üÅŸürken,
Senin köyünün hayaliyle ısındılar.
Gelseydin,
Gecenin zifiri karanlığında,
Uykunun en tatlı aralığında,
Rabiatül Adeviyye gibi Rabbiyle baÅŸbaÅŸa
Gençler görecektin.
Gözyaşı dökerken günahlarına,
Veysel Karani’den istediÄŸin gibi,
Ä°nsanlığa dua eden gençler görecektin.
Gelseydin,
Asr-ı saadet gibi olmasa da,
Koklanmaya deÄŸer güllerimiz vardı.
Yine senin ikliminde yetiÅŸen.
Ama sen gelseydin,
Dikenler bile gül kokardı EFENDÄ°M(A.S.M.)
Seninle göz göze gelmeden gizli gizli seni seyretmek…
Hz.VahÅŸi gibi…
Hani sen Hane-i Saadet’ten Mescid-i Nebevi’ye giderken
Aişe annemiz ardından hayran hayran bakardı.
Seni mescidin önünde bekleyen Ashabı’nınsa
Bakışları yerdeydi.
Edepten göz göze gelmezlerdi.
Sende(A.S.M.) tebessüle nazar ederdin.
Mütebessim çehreni bir Ebu Bekir(R.A.) görürdü,
Bir de Ömer(R.A.) …
Şimdi okununca Ezan-ı Muhammedi
Pencerelerde, kapı önlerinde,
Seni(A.S.M.) bekleyen nemli gözler var.
Gelseydin,
Ve yürüyüp geçseydin önümüzden,
Gülleri bayıltan o enfes kokunu çekerdik içimize.
Sevgili!
Hakiki aşıkların sana doÄŸru uçarken
Bizim bu yaptığımız yolda emeklemekti.
Dünya güzelliÄŸiyle kollarını açarken
Bize düÅŸen el açıp kapında beklemekti.
Sevgili!
Bekliyoruz