Dursun Ali Erzincanlı - Sahabe Hz. Nevfelin Hikayesi
Şarkı | Sahabe Hz. Nevfelin Hikayesi |
Sanatçı | Dursun Ali Erzincanlı |
Kategori | İlahiler / Ezgiler |
Hit | 2.150 |
Kanal | Marmara Müzik |
Dursun Ali Erzincanlı‘nın özel bir etkinlikte yorum getirdiği bir anlatı ile karşınızdayız. Resul-u Ekrem’in ordusuna katılım sağlayan sahabe Hazreti Nevfel’in savaşta şehit olmasına rağmen Allahu Teala’nın inayeti ile tekrar dirilmesini konu edinen “Sahabe Hz. Nevfelin Hikayesi” adlı eseri paylaşıma açıyoruz.
Server-i Kâinat Peygamberimiz (s.a.v.) Nevfel dirilmeden önce şöyle bir duada bulunmuştur; “Cenab-ı Hak sana rahmet eylesin. Allah kıyamet gününde herkesi çağırdığında sen arşın altından çıkasın. Başın sağ elinde ve damarlarından kan akar. Kokusu miskten güzeldir. Hesapsız olarak cennete gidersin.”
SÖZLER;
Nevfel (Radıyallahu anh) silahını kuşanıp atına binip Hz. Peygamberin yanına geldiği zaman, anneciği de yanında idi. Kadıncağız ağlayarak:
“Yâ Resûlallah! Benim gözümün yaşına acı. Benim hayatımda gören gözüm ve tutan elim bu oğlumdur. Bundan başka sığınacak kimsem yoktur. Çok garip ve fakirim. Oğlum da çok gençtir. Harb etmesini bilmez. Soğuğa sıcağa dayanamaz. Sonra ben yalnız kalır kötü durumlara düşerim. Kimse hâlimi bilmez” dedi.
Resûl-i Ekrem kadına acıdı ve Nevfel’e:
“Evladım ben sana kefil oluyorum. Cihâd sevabını aynen alacaksın.
Şehid olma mertebesini de kazanacaksın.
Yaşlı ve kederli annenin rızâsını al, göz yaşlarını akıtma.
Bize şefâate gelmişken onu ayrılık ateşine yakma” buyurdular.
Nevfel: “Yâ Resûlallah, beni cihâddan geri bırakmayınız.
Bu arzumdan vazgeçmek elimde değil. Hak yoluna canımı ve başımı koymuşum.
Anneme dua buyurunuz Rabbim ona çok sabırlar versin” dedi.
Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Nevfel’in annesine:
“Gel bu yiğiti hayırlı yoldan alıkoyma!” buyurdular.
Annesi Hz. Peygamberin ricası karşısında :
“Yâ Resûlallah, oğlum savaş hâllerini bilmez, ama onun her halini koruyup gözetmen için sana ısmarladım” dedi.
Hz. Peygember kadıncağızın bu dileğini kabûl ettiler.
Sefer bitti ve İslâm ordusu, pek çok ganimetle birlikte geri döndü.
Ancak bazı sahabeler şehit olmuşlardı. Nevfel de onlardan biriydi.
Hazret-i Ali Anlatır:
“Gazâdan sonra Medine’ye dönüyorduk, şehre yaklaşınca kadınlar ve çocuklar bizi istikbale (karşılamaya) çıktılar. Allahü Teâlâ’nın takdirine razıydılar ama yine de bir ümit, bir merak…
Eşleri, oğulları, babaları dönecek mi bilmiyorlar.
Nitekim Nevfel’in hanımı, çocukları ve ihtiyar anası da önümüze durdular. Büyük bir muhabbetle “Gazânız mübârek olsun Yâ Resûlullah!” dediler, sonra Nevfel’i sordular.
Efendimizin güzel gözleri nemlendi, “o şehit oldu” diyemedi. Elleriyle arka tarafı işaret edip yürüdüler. Efendimizin ardından Ammar’la birlikte geliyoruz.
Nevfel’in hanımı ve çocukları bu kez bize yöneldiler.
Resulullah Efendimizin vermediği haberi biz nasıl verebiliriz? Aynen onun yaptığı gibi yaptık, elimizle arkayı işaret ettik.
Hattaboğlu Ömer de, aynı şekilde hareket etmek zorunda kaldı, Osman bin Affan ona keza…
Kafilenin sonunda Ebû Bekir Sıddîk geliyordu, yanında Muaz bin Cebel, üç beş adım gerisinde de Zübeyr bin Avvam.
Gerçekten çok zor durumdaydı, onun “arkada işareti” yapmak gibi bir şansı kalmamıştı. Ebû Bekir’in ıstırabını anlayabiliyorduk, hem doğru konuşmak isterdi, hem de Resulullah gibi davranmayı arzulardı. Efendimize uymamaktan hepimiz korkardık ama o daha çok korkardı.
Peki yalan? Hayır hayır böyle bir şeyi hiç yapmadı ve yapmazdı.
Nevfel’in anası, hanımı ve çocukları Sıddîk’i çevirip halkaladı, her biri ayrı tondan “Nevfel’e ne oldu” diye sormaya başladılar.
Ne söylenebilir ki? Sıkıntıya bak!
Hazret-i Ebû Bekir gözlerini yumdu ve inlercesine haykırdı:
-Yâ Allah!..
-Yâ Nevfel!…
Donduk kaldık, nasıl bir sessizlik oldu anlatamam.
Birden ovayı bir nal sesi doldurdu ve uzaklardan bir toz bulutu kalktı.
Yayından boşanırcasına koşan bir at yıldırım hızıyla yaklaştı.
Süvari dizginleri çekip sordu ” buyur ya Sıddîk! Beni mi çağırdın?”
Yüzünden keyfiyesini çıkarıp attı.
Aaaa Nevfel!..
Daha genç, daha taze, daha nurlu, hem kanlı, canlı…
Biraz evvel onu libaslarıyla gömmedik mi, üstüne toprak atmadık mı?
“Beni mi çağırdın yâ Ebu Bekir, buradayım!” dedi. Hz. Ali’ye ve bütün ashab-ı Kirama selam verdi. Bütün sahabeler hayrete düştüler.
Zübeyr bin Avvâm diyor ki: Resûllullah (s.a.s.) seferden dönünce mescide gidip iki rekat namaz kılar idi. Bu sefer de Resûl-i Ekrem mescidde oturuyordu. Kapıda bir kalabalık toplandı. Nevfel’in içeri girip selam verdiğini gördüler. Resûl-i Ekrem Nevfel’i karşılayıp selamını aldı. Otururken:
“Bu, Allah’ın bir âyetidir, acaba kimin duasıyle meydâna gelmiştir?” dedikleri sırada, Cebrail (a.s) gelip:
“Ya Resûlallah! Şükür secdesi et! Cenab-ı Hak, ümmetinden Hz. İsa gibi ölüleri dirilten birini yaratmıştır. Allah selam ediyor, mağara arkadaşın Sıddık sakalı ağzında iken bir kere daha “Ya Allah” deseydi, İzzetim ve Celalim hakkı için bütün şehidleri diriltirdim. Ben, Ebu Bekir’den razıyım. O da benden razı mıdır? Onun sözünün üzerine Nevfel’i dirilttim. Çünkü o câhiliyet devrinde yalan söylememiştir,” buyurduğunu haber verdi.
Bunun üzerine Resûl-i Ekrem, Hz. Ebu Bekir’in sakalını öpüp Cebrail’ nin getirdiği müjdeyi haber verdikten sonra:
“Allah sana büyük bir ikram da bulunmuştur. Rabbim’e hamd olsun ki, ben dünyadan ayrılmadan önce ümmetimden Hz. İsa gibi Allah’ın izniyle ölüleri dirilten birini gösterdi” buyurdu.
Bu olaydan sonra Nevfel iki yıl daha yaşadı.
Evvel ki oğullarından başka iki oğlu daha oldu.
Sonra Yemâme cenginde şehit oldu.
Dursun Ali Erzincanlı
- Ümmü Zer (11 Kadının Hikayesi)
- Musab Bin Umeyr
- Mağaraya Sıkışan Üç Kişi
- Sen Yoktun Sultanım
- 40 Yaşındasın
- Habibullahı Sevmek
- Gelseydin
- Üveysin Aşkı
- Esmaya Mektup Rabia
- Uhud
- Sağ Gözümün Altından Öp
- Hz Vahşi
- Yağmur
- Efendimiz Çanakkale'de
- Kalbimizin Kapıları Açıldığında
- Afrin Şehitlerine (Duvak)
- Mahşer (Enstrümantal)
- Son Aslan
- Bedir
- Kerbela
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER İÇERİKLER
- Osman Yanardağ - Allah Demeyince Kalp Uyanır mı H.Osman Yanardağ‘ın Berekat Yayınevi etiketi ile yayınlanmış olan “Gel Allah’a Dön Allah’a” adlı ilahi albümünde bulunan “Allah Demeyince Kalp Uyanır mı” ilahisini sizlere ulaştırıyoruz. Allah’ı zikretmenin en büyük faziletine değinen bu ilahi dinleyicilerinden büyük beğeni almıştır. “ALLAH DEMEYİ...
- Abdurrahman Önül - Hacca Gidiyor Hacılar Sevilen ilahi sanatçılarımız arasında bulunan Abdurrahman Önül‘ün “Hacca Gidiyor Hacılar” adlı eserini sizlerle buluşturuyoruz. Haccın mukaddesatına vurgu yapan bu ilahi Abdurrahman Önül‘ün sevenleri tarafından büyük bir beğeni aldı. “HACCA GİDİYOR HACILAR” Hacca gidiyor hacılar İnsanlara d...
- Abdurrahman Önül - Habibemsin Abdurrahman Önül‘ün “Özler Dururum” albümünde yer alan “Habibemsin” adlı eseri sizlerle buluşturuyoruz. Bir Abdurrahman Önül bestesi olan “Habibemsin” adlı ilahi Menzil Şeyhi Seyyid Abdulbaki Hz. Gavsi Sani‘ye (ks) atfen yazılmıştır. “HABİBEMSİN” İbrahim’i Nar Yakar...
Yorumlar
Yorum Yapİlahiler / Ezgiler
- Abdurrahman Önül - Yalancı Dünya
- Grup Kerkük - Veysel Karani
- Ahmet Turan - İhtiyarlık İlahisi
- Ali Ercan - Besmele
- Hasan Dursun - Gel Kardeşim Uyan
- Mehmet Emin Ay - Sallallahu Ala Taha
- Ali Ercan - Medine'ye Varamadım
- Abdurrahman Önül - Aman Çeşme (Müziksiz İlahi)
- Çeşitli Sanatçılar - Ben Bir Yakup İdim
- Grup Taif - Ben Bir Yakup İdim
- Celaleddin Ada - Sultanım Kapında Banada Yer Ver
- Yusuf Sevinç - La İlahe İllallah
- Halil Necipoğlu - Ben Annemin Rüyasıyım
- H. Sami Samioğlu - Es-Subhu Beda
- Fatih Öztürk - Ayrıldım Kabeden
- Abdurrahman Önül - Salatullah Selamullah
- Abdurrahman Önül - Yakma Ya Rabbi
- Muhammed İlhan - Selamun Selam
- Sedat Uçan - Gönül (Müziksiz)
- Sami Yusuf - Hasbi Rabbi
Bu şarkıya ilk yorum yapan siz olun